TBMM Nasıl Açıldı


Milli Bayramlarımızın ilkidir 23 Nisan…
Ve dünyadaki tek çocuk bayramı olarak da ayrı bir ehemmiyete sahiptir.
Özellikle bugünlerde herkes kendi dünya görüşü doğrultusunda 23 Nisan’a elbiseler giydirme yarışında…
Ben sadece tarihi belge ve bilgileri aktarmakla yetinecek, kararı okuyucuya bırakacağım…
Öncelikle TBMM’nin neden 23 Nisan’da açıldığına, açılış gayesine ve kuruluş felsefesine bakalım:


Mustafa Kemal Atatürk’ün 21 Nisan 1920 tarihinde çok acele kaydıyla kolordulara, bakanlıklara, sancaklara, Müdafa-i Hukuk merkezlerine, belediye başkanlıklarına gönderilen tamimi aynen (sadeleştirilmiş olarak) şöyle:
1- Allahın lütfuyla Nisan’ın 23’ü Cuma günü Cuma namazından sonra Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılacaktır. 
2- Vatanın İstiklâl’i, yüce hilafet ve saltanat makamının kurtarılması gibi en önemli görevleri yapacak olan Büyük Millet Meclisi’nin açılış gününü Cuma’ya rastlatmakla günün kutsallığından yararlanılacak ve bütün milletvekilleriyle Hacı Bayram Veli Camiinde Cuma namazı kılınacak. Kur’anın ve namazın nurlarından feyiz alınacaktır. Namazdan sonra sakal-ı şerif ve sancak-ı şerif alınarak Meclisin toplanacağı yere gidilecektir. Meclis’e girmeden bir dua okunacak, kurbanlar kesilecektir. Bu merasimde camii şeriften başlayarak Meclis binasına kadar kolordu Komutanlığı askeri birliklerine özel tören düzeni alınacaktır. 
3- Açılış gününün kutsallığını belirtmek için bugünden başlayarak vilayet merkezinde vali beyefendi hazretlerinin düzenleyeceği şekilde hatim indirilecek. Hatm-i şerifin son kısımları uğur getirsin diye Cuma namazından sonra Meclisin toplanacağı yerin önünde tamamlanacaktır. 

4- Kutsal ve yaralı vatanımızın her köşesinde bugünden itibaren aynı şekilde hatm-i şerifler indirilmesine ve Buhari-i şerif okunmasına başlanıldı. Bütün vatan topraklarının kurtuluşu için girişilen Millet Meclisi’nin önemini ve kutsallığını, milletin hiçbir ferdinin kendi vekillerinden meydana gelmiş olan Büyük Millet Meclisinin vereceği kararları yapmaya mecbur oldu. 
5- Bu tebliğ hemen yayınlanacak, her tarafa ulaşması süratle sağlanacaktır. Ayrıca büyük levhalar halinde de her tarafa asılacak ve mümkün olduğu yerlerde baskıyla çoğaltılacak parasız dağıtılacaktır. 
Yüce Allah’tan tam bir başarıya ulaştırması niyaz olunur. 
Heyet-i Temsiliye namına Mustafa Kemal.
Ve 23 Nisan 1920 tarihi…
Hacı Bayram Camii’inde mahşeri bir kalabalık toplanır, her zamankinden daha yoğun duygularla cuma namazı kılınır. Namaz çıkışında çoğunun halkın içinden çıkmış kimseler oldukları giysilerinden kolaylıkla anlaşılan milletvekilleri Meclis olması kararlaştırılan binaya gitmek üzere topluca hareket ederler. Hacı Bayram Camii ile Meclis arasındaki koca meydan, köyden kentten gelen insanlarla hınca hınç doludur. Herkes sesli veya sessiz dua mırıldanmakta tekbir getirmektedir. Milletvekilleri dua ederek Meclis binasının önüne gelirler. Burada da topluca dua edilir. Hayırlara vesile olması dilekleriyle kurbanlar kesilir. Milletvekilleri binaya girer ve açılış konuşmasını en yaşlı üye sıfatıyla Sinop Milletvekili Şerif Bey yapar.
İşte o konuşma:
Muhterem topluluk! İstanbul'un geçici olarak yabancı kuvvetler tarafından işgal olunduğunu ve bütün temel kurumlarıyla Hilafet makamının ve hükümet merkezinin bağımsızlığının iptal edildiğini biliyorsunuz. Bu duruma baş eğmek, milletimizin zorlanan yabancı köleliliğini kabul etmesi demekti. Ancak tam bir bağımsızlık içinde yaşamak azmine sahip, ezelden beri hür ve serbest olan milletimiz bu köleliği kesinlikle red etmiş ve derhal vekillerini toplamaya başlayarak Yüce Meclisinizi oluşturmuştur.
Bu Yüce meclisin en yaşlı üyesi/geçici başkanı sıfatıyla ve ilahî tevfik (başarı) ile, milletimizin iç ve dış tam bağımsızlığı dâhilinde mukadderatını bizzat ele aldığını ve idare etmeye başladığını bütün cihana ilan ederek Büyük Millet Meclisi'ni açıyorum.
Kendisine bağlı olduğumuz en kutsal (başkanımız olan) bütün Müslümanların Halifesi ve Osmanlıların Padişahı Sultan 6. Mehmet Han Hazretlerinin yabancıların kayıtlarından kurtarılması ve onun ebedî saltanat ve taht merkezi olan İstanbulumuz ile işgal altında ve türlü zulüm ve facialar içinde maddî ve mânevî insafsızca imha edilmekte bulunan bütün mazlum vilayetlerimizin kurtarılması için başarı ihsan buyurmasını Cenâb-ı Allah'tan niyaz ederim.” 
24 Nisan günü Meclis Başkanı seçimine geçilir. Meclis başkanlığı seçiminde iki aday yarışır. Adaylardan Celaleddin Arif Efendi’nin aldığı oy 109 olarak açıklanırken, Mustafa Kemal’in aldığı oy 110 olarak ifade edilir.
Birinci Meclis’in milletvekili sayısı ile ilgili çok farklı görüşlere rastlamak mümkündür. Mahmut Goloğlu 390, Ali Fuat Cebesoy 442, Damar Arıkoğlu 318, Mazhar Müfid Kansu 399, Erik Jan Zürcher 324, Tarık Zafer Tunaya 338 sayılarını ifade ederler. Birinci Meclis’in milletvekili sayısındaki karışıklığın nedenlerinden bazıları şunlardır; Bazı milletvekilleri seçildikleri halde Meclis’e gelmemiş, bazıları çağrılara olumsuz karşılık vermiş, Meclise gelenlerden de bazıları vefat etmiştir. İlk Meclis’in en önemli özelliklerinden biri de, Osmanlı Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti’ne geçişte yer alan en önemli kurum olmasıdır. Birinci Meclis düşman işgaline karşı verilen mücadeleyi fiilen yürüten bir grup olmasıyla da diğerlerinden farklı bir konuma sahiptir.
Meclis 23 Nisan tarihi itibariyle faaliyete başlar. Ama Meclis’in resmi bir ismi yoktur. İsim konusunda bir karara ulaşmakta yaşanan zorluk, Meclis’in ismine büyük önem verilmesinden kaynaklanır. Sonunda 11 Nisan tarihinde farklı üyeler tarafından “Meclis-i Kebir”, “Meclis-i Kebir-i Milli”, “Kurultay” veya “Meclis- Mebusan” isimleri ön plana çıkar.
Toplantıda isim konusunda bir karara varılmamasına rağmen, Meclis’in açılış konuşmasını yapan Şerif Bey’in “Büyük Millet Meclisi’ni açıyorum” demiş olması genel eğilimin oluştuğunu gösteren ipucudur.
8 Şubat 1921 tarihli İcra Vekilleri Heyeti Kararnamesi’ndeki kullanımını takiben “Türkiye Büyük Millet Meclisi” Meclis’in daimi ve resmi adı olur.
Atatürk’ü din düşmanı, Türkiye Cumhuriyeti’ni dinden (İslam’dan) arındırılmış, Padişah’ı ve saltanatı hain olarak gösterenlere…
Milli Mücadelenin temelinin hangi esaslar doğrultusunda atıldığını gösteren ibretlik bir vesikadır 23 Nisan tarihi…
Açılışı bizzat Atatürk’ün isteği doğrultusunda özellikle Cuma gününe denk getirilen, topluca kılınan Cuma namazı sonrası, dua ve tekbirler eşliğinde kurbanlar kesilerek açılan Büyük Millet Meclisi’nin ilelebet Türkiye Cumhuriyetin bağımsızlığı ve muasır medeniyet çizgisi doğrultusunda icraatlara imza atması temennisi ve duasıyla…