üniversite şehri olmak


Yıl 1989…

Üniversiteye girebilmek…

“Üniversiteli” olabilmek toplumda bir ayrıcalık teşkil ederdi…

İki yıllık bile olsa…

Öyle her ilde falan da yoktu üniversite…



Birinci basamak sınavına Kastamonu’da girmiştim…

Ama ikinci basamak sınavı için böyük memleket istiyordu…

Çünkü “üniversiteli” olmak böyük işti o günlerde!

Aradan yirmi küsur yıl geçti…

Her ilde üniversiteler açıldı…

Mantar biter gibi üniversite bitti ülkenin her ilinde…

Bilgi çağında, bilgiye o kadar aç ve muhtaç olduğumuz bir çağda niye bu kadar gecikti bilmem…

Ama isabetli, hem de çok isabetli bir gelişme oldu her ile üniversite açılması…

Gerçi “dağın başına üniversite mi olur?” gibi ortaylı bir görüş sivrilmeye çalıştıysa da; sevinç naraları arasında kayboldu gitti o d-ilber cılız ses!

Kastamonu da hayaline 2006 yılında kavuştu kağıt üstünde…

Fiiliyatta bir iki eğitim-öğretim sezonu beklemek zorunda kaldı…

Türkiye gündemine ilk bombasını  pek de hoş olmayan bir tarzda attı Kastamonu Üniversitesi…

Kendi oyu hariç “TEK OYLA SEÇİLEN REKTÖR”ümüz” mizah malzemesi yapıldı!

Allah’tan 2011 yılı içinde yapılan Rektör seçiminde en yüksek oyu alan aday Cumhurbaşkanlığı  Makamınca yerinde bir kararla Rektörlük koltuğuna oturdu da…

Pusuda bekleyen karikatüristler ve komedyenlere yeni malzeme vermedi Üniversite…

Fakat yeni Rektör de Kastamonu bünyesine ters geldi gibi!

Biz alışkın değiliz kardeşim, öyle zırt pırt yeni icatlar çıkarılmasına…

Bu yüksek hıza da alışkın olduğumuz söylenemez…

Trafikte hız limitini sonuna kadar zorlarız ama kalkınmada, yatırımda, gelişmede, üretmede, falanda filanda hız limitlerini aşmamak için yoğun bir gayret gösteririz!

Bu yüzdendir ki; 2011-2012 döneminde Kastamonu Üniversitesini tercih eden ve kayıt yaptırmaya gelen 200 küsur öğrenciyi geri postaladık!

Çünkü fazlalıktı onlar!

Üniversiteye değil ha!

Kastamonu’ya fazlalıktı…

Ayda nerden baksanız 100 bin küsur  Kastamonu ekonomisine katkı sağlayacak 200 küsur öğrenciye başını sokacak bir çatı bulamadığımızdan; memleketlerine uğurladık!

Rektör o il senin, bu il benim dolaşmış…

O bürokrat senin bu bürokrat benim kapı çalmış…

O prosedür senin bu prosedür benim resmiyetini halletmiş…

Kime ne?

Yeşil dere güzergahındaki (eskiden b..klu dere olan ama şimdi geceleri ışıl ışıl yeşilliğiyle göleri okşayan dereden bahsediyorum) Migros, Belediye ve Emniyetin 100 metre kadar aşağısındaki Eğitim Fakültesi’ni geri almış,

Aylar boyunca yoğun bakımda olan çevre esnafının hayat damarlarına anjiyo yapmış…

Bölgeyi ve şehirdeki hareketliliği tekrar canlandırmış…

Yeni fakülteleri Üniversite’ye kazandırarak öğrenci sayısının artmasına katkı sağlamış…

Biz bunlara alışık değiliz Sayın Rektör!

Bu kadar hızlı gitmeyin lütfen!

Duyduk ki;

Seneye öğrenci sayısı neredeyse iki misli olacakmış!

Üstüne üstlük dört tane de yeni fakülte!

Akademik kadroda zenginleşme, idari kadroda güçlenme…

Etmeyin, gitmeyin…

Daha bu sene 200 küsür öğrenci çok geldi bize…

Seneye binlerce fazlalık da neyin nesi?!

…..

Daha vakit varken…

İş işten geçmeden…

Şimdiden kolları sıva Kastamonu…

Üniversitenin gelişmesi demek Kastamonu ekonomisinin, ticaretinin, sosyal hayatının, kültürünün, prestijinin de gelişmesi, artması demektir…

Ve Yükseköğretim sektöründe…

Kastamonu Üniversitesi üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor...

Ama Kastamonu bu gelişmenin ve hızın gerisinde kalıyorsa;

Şapkayı önümüze alıp düşünme vaktidir, diyorum…

En büyük ihtiyacımız öğrenci yurdudur…

İlimizdeki kamu ve özel öğrenci yurtlarının Kastamonu Üniversitesi kapasitesinin gerisinde kaldığı, bu yıl memleketine geri gönderdiğimiz öğrenciler ile ayyuka çıktı…

Seneye de aynı dramı yaşamayalım…

Şimdiden öğrenci yurtlarını hazırlayın…

Çünkü seneye çok ihtiyaç duyulacak! 
19.01.2012